Erken Doğum
37 hafta dolmadan doğumun gerçekleşmesidir. Son yıllarda artış göstererek tüm doğumların %12’ini oluşturmaya başlamıştır.
Nedenlerini 4 grupta sıralayabiliriz.
1- Rahimin gerginliğine bağlı olanlar: Çoğul gebelikler, polihidroamniyos (bebeğin suyunun aşırı artış örn. gebeliğe bağlı diabette), rahimin şekil bozuklukları.
2- İnfeksiyonlar: Vajina ve idrar yolu iltihapları
3- Kanamalar: Plasentanın (çocuğun eşi) önde olması veya erken ayrılması
4- Bebekte gelişme geriliği veya annenin aşırı stresi.
Daha önce erken doğum yapanlarda risk %15-40’dır.
Erken doğumu önceden tespit etmek için etkinliği kanıtlanmış bir yöntem yoktur. Ancak ultrasonla rahim ağzı uzunluğunun ölçülmesi (2,5 cm’nin altı risklidir) ve fetal fibronektin tayini uyarıcı olabilir. Bunlara en azından yatak istirahati önermek doğru olur.
Progesteron hormonunun daha önce erken doğum yapanlarda önleyici olarak kullanılması ile erken doğum oranının %35-40 azaldığını gösteren 2 çalışma vardır. Fakat bu tüm riskli gruplarda faydalı olacağı anlamına gelmez.
Maalesef erken doğum başladığında bunu durdurmak için kullandığımız çeşitli ilaçların da sonucu etkilediğini gösteren yeterli delil yoktur. Erken doğum tedavisinde esas amaç biraz zaman kazanıp bu sırada bebeğin akciğer olgunlaşmasını sağlayan kortikosteroid ilacını kullanmaktır. Bu uygulamayı 24-34 haftalık gebeliklerde yapmak gerekir. Bu arada yenidoğan döneminde görülebilen grupB streptokok enfeksiyonunu önlemek için koruyucu antibiyotik verilir.
Erken doğan bebeğin geleceği kaçıncı haftada doğduğu ve yoğun bakım olanakları ile ilgilidir. 30 haftada doğan bebeklerin %97’i yaşamaktadır. 28. haftadan öncesi ise oldukça risklidir.
Op. Dr. Numan Bayazıt