Sigara dumanı önemli bir çevre kirleticisidir. Sigara içimi yalnızca içene değil, yanında bulunanlara da zarar verir; en çok etkilenen de çocuklardır. Kişi kendisi sigara içmese de pasif içici olmaktadır.
Sigara dumanında nikotin, tar ve karbon monoksit gibi 3 800'den fazla kimyasal bileşik bulunmaktadır. Ayrıca tütündeki kadmiyum ve kurşun konsantrasyonları da göreceli olarak yüksektir. Sigara dumanı, 3-4 saat, içilen odada kalmakta ve kapalı ortam kirliliğine neden olmaktadır.
Sigara içiciliğinin erişkinlerde, başta solunum yolu olmak üzere, birçok organ ve sistemler üzerine etkisi iyi bilinmektedir. Kronik obstrüktif (solunum yolarının daralmasına bağlı) akciğer hastalıklarına bağlı ölümlerin % 75-90'ı, koroner kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin % 25-30'u, akciğer kanserine bağlı ölümlerin °ı° 80-90'ı, tüm kanserlere bağlı ölümlerin ise % 30'unun sigara içimi ile ilişkisi gösterilmiştir.
Amerika da erişkinlerin % 26,5'i sigara içerken, 2 ay - 11 yaş grubu çocukların % 43'ünün evinde en az bir sigara içicisinin bulunduğu rapor edilmiştir. Gelişmiş ülkelerde sigara içimi azalmakta iken, gelişmekte olan ülkelerde artmaktadır.
Türkiye'de sigara içme sıklığı halen % 43,6'dır ve son 30 yılda sigara tüketimi % 22 artmıştır. Bu rakamlar, Türkiye'de pasif içicilerin de sayısının oldukça fazla olduğunu göstermektedir.
Sigara Dumanının Solunum Yolu Hastalıkları Üzerine Etkisi
Çocukların, anne ve babalarının içtikleri sigaranın dumanına maruz kalması, birçok hastalığın ölüm oranı arttırmaktadır. Bu etki çocuk daha anne karnında iken başlamaktadır. Gebe kadının sigara içmesi düşük oranını, doğumsal anomali riskini, geç fetal (anne karnındaki bebekte) ve yeni doğan ölüm hızını arttırır. Nikotin damarlarda daralma yaparak plasenta kan akımını azaltır, karbon monoksit de fetal (anne karnındaki bebekte) hemoglobini bağlar ve sonuç olarak anne karnındaki doğmamış bebeğin kilo alımı etkilenir ve
düşük doğum ağırlıklı olarak doğar. Bununla birlikte, anneleri doğum öncesi dönemde sigara içen çocukların akıl ve kas yapısı gelişimlerinin de geri olduğu bildirilmiştir.
Anneleri sigara içen çocuklarda akut solunum yolu hastalıkları sıklığı artmaktadır. Bu etki süt çocukluğu döneminde en fazladır. Anneleri sigara içen çocukların, yaşamın ilk bir yılı içinde (özellikle 6-9 aylık dönemde) 9ö 38 daha fazla sıklıkla bronşit ve pnömoni oldukları saptanmıştır. Bu etki içilen sigara sayısı ile artmaktadır. Günlük içilen sigara sayısında her beş sigara artışı için, alt solunum yolu hastalıklarının sıklığında 2,5-3,5 birim artış görülmüştür. Bu çocukların hastaneye yatış hızının dört kat arttığı ve bunun günlük içilen sigara sayısı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Anneleri sigara içen çocukların akciğerlerinin, yaşıtlarına göre az geliştiği bildirilmiştir. Bu etki, erişkin yaşamda obstrüktif (solunum yolarının daralmasına bağlı) solunum yolu hastalıkları için risk getirebilir. Anneleri sigara içen okul öncesi çocuklarda (yaşamın ilk beş yılı içinde), sigara içmeyenlere göre pnömoni ve bronşit üç kat, akut nazofarenjit ve sinüzit 1,5 kat artmaktadır.
Annelerin sigara içmesinin, beş ile dokuz yaş arası çocuklarda bile solunum fonksiyonlarında bozulmaya yol açtığı ve birinci saniyedeki zorlu soluk alıp verme miktarında azalma olduğu gösterilmiştir. Ana-babaları sigara içen astımlı çocuklar daha sık ve daha şiddetli atak geçirebilir. Ana-babalar sigara sayısını azalttıklarında astım bulguları da azalmaktadır.
Okul öncesi pasif içici çocuklarda seröz otitis media % 60 daha fazla görülmektedir. Altı aylık çocukların 18 aylık izlemelerinde; pasif içici çocuklar ortalama 7,1 seröz otitis media atağı geçirirken, çevresinde sigara içilmeyen çocukların 5,8 atak geçirdiği görülmüştür. Aynı zamanda pasif içicilerde seröz otitis media iyileşme süresi de 28 gün iken, diğerlerinde yalnızca 19 gündür. Yedi yaşındaki seröz otitis media olgularının °ö 33'ü, pasif sigara içiciliğine bağlanmıştır. Günde üç paket sigaradan fazla içilen evlerdeki Çocukların, sigara içilmeyen ortamdan gelenlere göre dört kez daha fazla timpanik tüp yerleştirilmesi için başvurduğu görülmüştür. Annenin günde 20'den fazla sigara içmesi, süt çocuklarında yineleyen otitis media için de önemli bir risk etmenidir.
Sigara Dumanının Solunum Yolu Hastalıkları Dışındaki Etkileri
Pasif içici olan okul öncesi çocuklarda, hastaneye yatış gerektirecek ciddi hastalık sıklığı dört kez daha fazla bildirilmiştir.
Pasif sigara içiciliğinin, doğum ağırlığı ve doğum haftasından bağımsız olarak, ani
ölümü sendromunda rolü olduğu öne sürülmektedir.
Pasif içici ergenlik dönemindeki insanlarda yüksek yoğunluklu lipoprotein HDL kolesterolünün % 6,8 daha az ve toplam kolesterolün HDL kolesterole oranının % 8,9 arttığı bulunmuştur. Bu durum pasif içicilerde koroner arter hastalığının sık görülmesini açıklamaktadır.
Pasif sigara içiciliği hem çocukta hem de erişkinde genel kanser riskini arttırmaktadır. Hayatının ilk on yılında pasif içici olan erişkinlerde lösemi ve lenfoma riski önemli oranda artmaktadır. Pasif içicilik ergenlik dönemindeki insanlarda da kanser oluşumu ile ilişkili olabilir.
Çocuklarda Sigara İçme Durumu
Sigara içimi, psiko-sosyal nedenlerle ergenlik yaşlarında başlamakta ve yaşam süresince devam eden bir davranış biçimi olmaktadır Bu nedenle sigara içiminin önlenmesinde ergenlik dönemi yaş grubu oldukça önemlidir. Sigara içimi önce deneme biçiminde olup, alışkanlık 3-4 yılda gelişir. Sigara içme sıklığı ve günlük içilen sigara sayısı, gençlerde yaş arttıkça artmaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda 12 yaşında sigara içme sıklığı % 2,8-5,2 iken, 17-18 yaş grubunda % 24,1 -26,9'a yükseldiği ve sigara içme alışkanlığının erkek çocuklarda kızlara göre 2,26 kat daha fazla olduğu bildirilmiş; gençlerimizin sigaranın zararları hakkındaki bilgilerinin yetersiz olduğu bulunmuştur. Gençlerin sigaraya başlamalarında anne, baba ve aile çevresindeki kişilerin sigara içmeleri, reklamlar ve arkadaş etkisinin rolü olduğu gösterilmiştir.
Öneriler
- Çocuklar herhangi bir nedenle muayeneye geldiğinde, ana-baba ve bakıcıdan sigara öyküsü alınmalıdır.
- Pasif içiciliğin çocuklara yaptığı zararlar ana-babalara anlatılmalıdır.
- Doktorlar sigara içmemelidir.
- Bekleme odaları, sinemalar, kreşler, öğretmen odaları ve diğer kapalı ortamlarda sigara içilmesi yasaklanmalı ve yasağa uyulduğu kontrol edilmelidir.
- Televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarında reklamların yasaklanması yanında. sigara özentisi yaratabilecek haberlere dikkat edilmelidir.
- Kitle iletişim araçları ile yalnızca sigara içmenin değil, pasif sigara içiciliğinin de çocuklara yapacağı zararlar halka anlatılmalıdır.
- Okullarda sağlık ile ilgili derslerde sigaranın etkileri tartışılmalıdır.
Hazırlayan: Doç. Dr. Songül Yalçın
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı - Sosyal Pediyatri Ünitesi