Safra Kesesi Hastalıkları & LAPAROSKOPİK SAFRA KESESİ AMELİYATI :
Şematik olarak, safra kesesi taşları görülmektedir
Anatomi:
Safra kesesi karaciğerin altındaki özel yerinde yerleşmiştir.Karaciğer tarafından üretilen sarı-yeşil renkli safrayı depolar.Yemekten sonra,safra kesesi ,safrayı ince barsağa salgılayarak yağların sindirimine yardımcı olur.Safra taşları;safra kesesi içinde oluşan kolesterol kristalleri, pigment materyallerinin yapışarak kümeler oluşturmuş halleridir.
SK Taşlarında Ağrı Noktalar
Safra Kesesi Taşları niçin oluşur?:
Bazı safra bileşikleri (kolesterol gibi )safrada kolaylıkla çözünmez.Bileşikler çok fazla olduğu zaman ,çökerek sert kristaller oluştururlar.Bu yapılar birleşip yapışarak ileride safra taşlarını oluştururlar.
Tüm safra kesesi taşları aynı mıdır?
Hayır. Farklı safra taşları tipleri vardır.Safra bileşimindeki çökelmeye yatkın maddelere bağlıdır.Keza,taşların büyüklükleri ve şekli çeşitlidir.
Safra taşlarının % 90'ı Kolesterol safra taşlarıdır.Diğerleri bilirubin safra taşlarıdır.
Kimlerde safra taşı sık olarak görülür?
Genellikle Sarışın (kumral) tenli,40 yaşını geçmiş,kilolu,çok doğum yapmış kadınlarda görülür.
SK taşı Ağrısı
Safra Taşlarının belirtileri nelerdir?
Hiç bir belirti vermeyebilir.( Yaklaşık safra taşlarının % 80'nini oluşturur.Sessiz safra taşı adı verilir.)Belirtileri arasında ; şiddetli karın ağrısı, bulantı-kusma (özellikle yağlı bir yemekten sonra oluşur )
Safra taşı kese dışına çıkıp safra yollarına düşmüşse ;bu belirtilere üşüme titreme,ateş,sarılık eklenebilir.
Gaz ve hazımsızlık safra kesesi taşı ve safra kesesi hastalığı belirtisi değildir ama birlikte görülebilir.
Tanı Nasıl Konur?
Ultrasonografi ile kolayca tanı konulur. Genellikle başka bir problem araştırılırken tespit edilir.
Tedavi
Sessiz taşlara tedavi gerekmeyebilir. Hekim takibi ve gerekirse cerrahi uygulanır.
Belirtiler görülen ,enfeksiyon gelişen,hele hele sarılığa yol açmış safra kesesi taşları mutlaka alınmalıdır.
2 YÖNTEMİ VARDIR!
1. Açık safra kesesi ameliyatı
Karında nispeten geniş bir kesi yapmak gerekir.Hastanede 5-7 gün kalmayı gerektirebilir.
2. Laparoskopik Kolesistektomi
Laparoskopik cerrahi safra kesesi ameliyatlarında gold standart ( Altın Standart) olarak anılan ilk seçilmesi gereken tedavi yöntemidir.
Genel anestezi altında karın duvarına açılan 2 adet 1 cm, 2 adet 0.5 cm delikten özel aletler girilerek yapılan ameliyat 15 dk ile 180 dk arasında ortalama 45 dakika sürmektedir. Ameliyat sırasında safra kanalı ve safra kesesinin atar damarı kliplerle bağlanıp kesilmekte ve safra kesesi içindeki taşlarla birlikte tamamen çıkarılmaktadır.
Hasta ameliyat sonrası anestezi etkisi geçtikten sonra (6-8 saat) yürüyebilmekte ve ağızdan gıda alımına başlanabilmektedir.
Genellikle 1 gün yatırılan hastalar ertesi gün taburcu edilmekte yaklaşık 3 gün içinde günlük hayatlarına devam edebilmektedirler.
SAFRA KESESİ HASTALIKLARINDA DİYET
Kronik ve akut safrakesesi iltihabında (kolesistit), uygulanan beslenme programı tek başına hastalığın iyileşmesini sağlamasa da, hastaların sürekli yakındığı sindirim güçlüğünü ve ağrıları önleyebilir.
Sakıncalı gıdaların alınması safrakesesinin aşırı derecede kasılmasına ve buna bağlı olarak ağrılara yol açabilir. Bütün besinler safrakesesinin aynı ölçüde kasılmasına yol açmaz. Şekerli besinlerin böyle bir etkisi yokken, proteinler ve orta derecede yağlı besinler bu açıdan son derece etkilidir. Sindirim güçlüğü de bu duruma bağlanabilir. İltihaplanan ve uyarılan safrakesesinden ve safra kanallarından kaynaklanan sinirsel uyanlar, bulantı ve kusmalara neden olarak midenin normal çalışmasını engeller.
Bağırsaklardaki sindirim açısından, yağların parçalayıcı enzimler tarafından işlenerek emilebilmesi için mutlaka safra gereklidir. Safranın bağırsağa akışının azalması ya da durması yağların sindirimini de engeller. Bütün bu nedenler göz önünde tutulursa, safrakesesi hastalarının yemeklerinden yağların çıkarılması gerektiği sonucuna varılabilir. Ne var ki, uygulamalar yağsız besinlerdeki tat kaybının yapıları nedeniyle zaten iştahsız olan bu hastalarda yetersiz ve dengesiz beslenme gibi önemli bir tehlikeye yol açtığını, bu nedenle yağ yasağının çok katı uygulanmaması gerektiğini göstermiştir. Ayrıca, yağların besinlerden tümüyle çıkarılmasını sakıncalı kılan iki neden daha vardır. Yağlar safra akımım hızlandırdığından, safrakesesinde göllenme ve birikmenin, bunun sonucunda iltihabın artmasını önler; ayrıca, birçok safrakesesi hastası normal düzeyde yağ içeren besinleri kolayca sindirebilir. Bu değerlendirmelerden yola çıkarak, uygun bir beslenme programı ile belirtilerin önlenebileceği kabul edilebilir. Günümüzde beslenme uzmanları, yendikten sonra bazı belirtilerin ortaya çıkmasına ya da ağırlaşmasına neden olan besinler dışında herhangi bir sınırlandırma yapmama eğilimindedir.
Bu nedenle, tereyağı gibi taze yağlar yeğlenerek yağ kullanımı kısıtlanır. Zeytinyağı safrakesesinin kasılmasını şiddetle uyarır. Bu nedenle,
belirtilerin ilk ortaya çıktığı zaman kendisini rahatsız eden zeytinyağı miktarını belirleyerek, bu miktarın üzerine çıkmamalıdır. Koyun, ördek, kaz, domuz ve sığır etlerindeki yağlardan da kaçınmalıdır. Bu nedenle, etleri pişirmeden önce yağlı bölümlerinden iyice ayırmak gerekir.
Safrakesesinde aşırı derecede kasılmaya yol açarak safrakesesi koliğine neden olduğu bilinen yumurta da sınırlanmalı , çok az alındığında bile yakınmalar ortaya çıkıyorsa tümüyle yasaklanmalıdır. Buna karşılık
iyi uyum gösteriyorsa yumurta (yağda kızartılarak pişirilmemek koşuluyla) son derece iyi bir besin kaynağıdır.
Genel olarak, sindirimi zor olan yağda kızarmış yiyeceklerin azaltılması ya da kısıtlanması yararlıdır. Sıvı yağlar besinlere hayvansal yağlardan daha az geçtiğinden, yeğlenebilir. Ayrıca, yağlar ne kadar hafif ateşte pişerse besinlerle o kadar çok birleşir. Oysa, harlı ateşte hızla pişirildiğinde besinlerin yüzeyinde koruyucu bir kabuk oluşur, bu da yağın besinin içine girmesini önler.
Bazı yağlı balıklar (örneğin somon, ringa, sardalya) yenmemelidir; yağsız balıklar ise az zeytinyağı ya da erimiş tereyağında pişirilerek yenebilir. Kuru yemişler dışında her tür meyve yenebilir. Sebzelerden ıspanak, kuru fasulye, bezelye ve mercimeğin sindirimi güçtür. Ayrıca safrakesesi hastalarına sık-sık ve azar azar beslenme önerilir.
Öğün aralan uzarsa safra koyulaşarak keseye zarar verir. Bu hastaların beslenmesinde dikkat edilmesi gereken başka bir nokta ise hastanın kilosudur. Zayıf ve şişman hastalar uygun diyetlerle normal kiloya getirilmelidir. Son olarak safra yapımını azaltan karbonhidratlar kısıtlanmamalı, buna karşılık, doku yıkımını önleyen vitamin ve minerallere ağırlık verilmelidir. Kabızlık varsa bol posalı yiyecekler ve iltihabın azaltılması icin bol sıvı önerilir.
ALINTIDIR