Her sağlık önerisinde, diyet listesinde karşımıza çıkan bir ibare vardır: “Günde 1,5-2 litre su içiniz.” Su içmenin sadece zayıflamaya yardımcı olmadığını, aynı zaman hastalıkları tedavi ettiğini biliyor muydunuz?
Doğduğumuzda vücudumuzun %75’i su iken, yaş ilerledikçe vücudun su tutma oranı düşer. Bunun sebebi hücreleri çevreleyen koruyucu yağların azalmasıdır. Su aslında hayati öneme sahiptir. Ayrıca yapılan araştırmalar, suyun pek çok hastalığın tedavisinde faydalı olduğunu göstermiştir.
Su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
Su enerji kaynağıdır. Vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, yaşam gücü verir.
Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcı görevi görür.
DNA hasarını önler ve bağışıklık sisteminin daha iyi çalışmasına yardımcı olur.
Bağışıklık sistemini, kanser de dahil olmak üzere hastalıklara karşı güçlendirir.
Bütün besinlerin, vitamin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Besinleri küçük parçalara ayırır.
Sindirimlerinde ve son metabolik aşamasında gereklidir.
Susuz yenen yemeğin, vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
Su, besinlerin emilimini arttırır, besinlerin taşınmasına yardımcı olur.
Bağırsakları iyi çalıştırır.
Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur. Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
Vücudun ısıtma ve soğutma sistemi için gereklidir.
Düşünmek başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için güç ve enerji verir.
Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat eksikliği sorununu çözer.
Uykuyu düzenler, konsantrasyonu artırır.
Kadınlarda adet öncesi sancıyı ve ateş basmalarını azaltır.
Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerini azaltır.
alıntıdır