Üreme olayı son derece karmaşık bir olaydır. Gebeliğin elde edilebilmesi için bir seri hormonal, kimyasal ve fiziksel olayın belirli bir sıraya göre gerçekleşmesi gerekmektedir.
Gebeliğin olmazsa olmaz tek koşulu, erkeğin sağlıklı sperm hücrelerini, kadınınsa sağlıklı bir yumurta hücresini üretebilmesi ise de bazen bu tek başına kadının gebe kalması için yeterli olmayabilir. Üretilen spermlerin öncelikle epididimis adı verilen bir organda olgunlaşması, olgunlaşan spermlerin sperm kanalcıklarıyla taşınması, kadının vajinasına aktarılabilmesi, rahim ağzından geçmesi ve rahmi kat ederek döllenmenin gerçekleştiği yer olan yumurtalık tüplerine ulaşabilmesi gerekmektedir.
Döllenmenin başarılı bir şekilde gerçekleşebilmesi için yumurtalık tüplerinde yumurta hücresine ulaşmayı başarabilen binlerce sperm hücresinden yalnızca birinin yumurtayı çevreleyen çeşitli koruyucu katmanları aşarak yumurta içerisine girmesi şarttır. Bu şekilde döllenen yumurta hücresi (zigot) embriyoyu oluşturacaktır.
Oluşan embriyonun tüplerde iki gün kadar kaldıktan sonra anne rahmine doğru ilerlemesi ve burada birkaç gün daha bölünmesi gerekmektedir. Embriyo açısından değerlendirildiğinde son derece uzun olan ve yaklaşık olarak yedi gün süren bu yolculuk, bu süre içerisinde pek çok değişiklik geçirmiş olan embriyonun rahim duvarına tutunmasıyla son bulur.
Embriyonun tutunması ya da implantasyon adını verdiğimiz bu olayın, embriyonun gelişimini devam ettirebilmesi ve gebeliğin başlayabilmesi için mutlaka gerçekleşmesi gerekmektedir.
bebeğim ve ben